Örneğin savunma sanayisinde sessiz sedasız bir devrim yaşanıyor. Yine Alman otomotiv sanayisine tedarik sağlayan otomotiv yan sanayisindeki tesisler adeta dijital fabrikalara dönüşmeye başladı Ve elbetteki makine endüstrisi ve lojistik sektörü nesnelerin interneti ile yeni bir döneme yelken açtı.
Bu 4 alanı bir biraz daha detaylı incelersek; Savunmadaki dijitalleşme verileri göz kamaştırıcı. Savunma Sanayi Müsteşarlığının verilerine göre bu sektöre tedarik sağlayan KOBİ’lerin dijitalleşme hızı standart imalat sanayisine göre yüzde 58 daha yüksek. İlk kez 2008’de yerli savunma projelerine dahil olan KOBİ’ler artık bu alandaki patentli buluşlarıyla dikkat çeker hale geldi. 2019’un ilk 6 ayında 830 patent başvurusu ile sektör zirveye çıktı. Bir diğer hızlı dönüşüm ise otomotiv sektöründe yaşanıyor. Bu dönüşümü dinamosu ise ebetteki Endüstri 4.0’ın mucidi olan Almanya. Türkiye’deki otomotiv yan sanayi firmalarının yüzde 67’si Almanya’ya çalışıyor. Bu ortaklık da uçtan uca aynı teknolojiye geçmeye çalışan Alman ve Türk firmalarının modernizasyonunu hızlandırıyor.
Konuyla ilgili olarak yakın zamanda sohbet etme fırsatı bulduğum Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca’nın bu konuda önemli tespitleri var. Endüstri 4.0’ı çağımızın yeni endüstriyel vizyonu olarak gördüklerini ifade eden Kanca’ya göre tedarik ağında kalmak isteyen tüm KOBİ’ler kendilerini bu dönüşüme göre ayarlamak zorunda. Kanca’ya göre bu konuda otomotiv sektörümüzün performansı da oldukça iyi durumda. Makine sektörüne gelince bir sensör devrimi olarak da anılan ve ‘konuşan makineler’ kavramı ile ünlenen endüstri 4.0, bu sektörü adeta baştan yaratıyor.
Zira, Endüstri 4.0’da artık sadece makine yok, düşünen, konuşan ve inisiyatif kullanan makineler var. Bu kapsamda önümüzdeki 5 yılda 50 milyar makine birbirine bağlanacak. Hem sanayide hem de günlük hayatta, her an her saniye veri üretilecek. Lojistik sektörünün en belirgin değişimi ise yine sensör ve otomasyon teknolojisinde gizli. Özellikle ticari araçlar sektöründe ve otomasyonlu depolar, araçların birbiriyle, gümrüklerle, fabrikalarla, yollarla, konuşmasını sağlayacak. Özetle; dijital dönüşüm fırtınasına ayak uyduran işletmeler dünya ile hızlı bir entegrasyon sağlarken, geride kalanları ise zor bir süreç bekleyecek.