20. yüzyılın sonunda henüz kimsenin regülasyonlardan bahsetmezken, internet girişimcileri dijital dünyanın tek hakimiydi. Dotcom patlaması, özellikle Silikon Vadisi’nde havanın rengini tamamen değiştirince internete dair umutlar başka bahara ertelendi ve bu dünyayı ciddiye alanların sayısı inanılmaz derecede düştü. Dolayısıyla kimse bu alana özel düzenlemeler getirme gereği duymuyordu. Ancak internet temelli ekonominin son 10-15 yıldaki hızlı büyümesi bu durumu tamamen tersine çevirdi. Artık internet girişimleri genel ve özel bir çok regülasyon ve yaptırımın ortasında dünyaya geliyor ve sadece ulusal değil, uluslarası düzeyde birçok gelişmenin takip edilmesi gerekli hale geliyor. İşte bu yüzden regülasyon teknolojileri (regtek – regtech) ve hukuksal teknolojiler (legaltech) gibi iki uzmanlık alanları hayatımıza girdi ve 21. yüzyılın üçüncü on yılında girişimcilerin bu iki alana hassasiyetle yaklaşmaları gerekiyor.
Bu iki dikey, yasal düzenlemelerle ilgili girişimleri tanımlamak için kullanılıyor. Söz konusu düzenlemelerin takip ve raporlanmasından, süreç otomasyonuna, uyuşmazlıkların çözümünden veri kontrolüne kadar çeşitli işler regtek ve legaltek başlıkları altında kendine yer buluyor. Ekonomide rekabet koşullarını dengelemeyi amaçlayan yasal düzenlemeler arttıkça, bu girişimlerin kıymeti de giderek artıyor.
ABD merkezli girişimlerin özellikle Avrupa ekonomisindeki etkileri bu alana dikkat kesilmeyi adeta zorunlu hale getirdi. Business Insider’ın RegTek raporuna göre 2008-2015 arasında gelişmekte olan pazarlardaki regülasyon değişiklikleri %492 artmış durumda ve bu durum mücadeleye hazır olmayan girişimlerin hareket alanını kısıtlandığı anlamına geliyor. Zira regülasyon uyumsuzlukları çoğunlukla milyonluk, hatta milyar dolarlık cezaları beraberinde (bkz: AB’nin Google’a kestiği cezalar) getirirken, bazen de bir girişimin faaliyetlerini sonlandırmasına (bkz: Paypal’in, Uber’in Türkiye’den çıkması) varacak olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Çözümsüzlük istendiğinde elbette yapacak çok bir şey yok ancak bir çözüm arandığında regtek ve legaltek girişimleri adeta hayat kurtarıyor.
Bunu daha iyi anlamak için özellikle finans alanındaki regtech harcamalarına bakılabilir. Jupiter Research, Ekim 2017 tarihli araştırmasında regtech harcamalarının finans dikeyinde her sene %48 büyüme göstereceğini öngörmüş ve 2022’de 76 milyar dolarlık hacme ulaşacağını paylaşmıştı. Bu rakam son derece yüksek zira paylaşım ekonomisindeki 2022 harcama beklentisi bile 40 milyar dolar.
Kısacası günümüzde girişimciler internette iş yaparken artık çok daha fazla yasal düzenlemelere tabii durumdalar. Özellikle finans alandaki girişimler daha fazla kazanabilmek için kaçınılmaz olarak harcamalarını hızla arttırıyor ve bu durum Demokles’in Kılıcı’nı akıllara getiriyor. Yani internet girişimlerinin finansal ilişkileri ve işlemleri büyüdükçe, sorumlulukları da giderek artıyor. Bu yüzden geleceğin internet girişimlerinin bu iki konuya titizlikle yaklaşmaları gerekiyor. Aksi takdirde kişisel verilerin korunması gibi temel düzenlemelerden daha özel düzenlemelerden beklenmedik cezalar ve engellemeler gelmesi işten bile değil.
Yurtdışında bu sorunların önüne geçmek için birçok regtek ve legaltek girişimi hayat bulurken R2accelerator gibi organizasyonlar da imza atılıyor. Türkiye’de ise Codevist’in kısa süre önce tanıttığı Sanction Scanner ve daha çok hizmet/danışmanlık modeliyle çalışan Startup Hukuku dışında çok fazla örnek bulmak maalesef mümkün değil. Umarım küresel pazara açılan yerli girişimlerimiz arttıkça regtek ve legaltek alanında çalışan girişim-ci-lerimizin sayısı da giderek artacaktır…