Aslında kodsuz ve az kodlu yazılımlar yeni değil. Programlamanın gizemini ve zorluğunu ortadan kaldırmak ve onu herkese açık, teknik olmayan bir sürece dönüştürmek için yıllardır pek çok girişimde bulunuluyor. Kodsuz yazılım, bilgi teknolojileri personel maliyetini azaltmanın yanında, inovasyonu hızlandırır ve işletmelere daha fazla çeviklik sağlar. Son dönemde kodsuz yazılımlar bir hayli popüler hale geldi. Genel olarak dünya çapında artan bir popülariteye sahipler.
YAZILIMCILARIN YERİNİ ALIR MI?
Türkiye’de ve dünyada yazılımcı ihtiyacı her geçen yıl artıyor. Ciddi bir yazılımcı açığı yaşanıyor. Sektördeki en önemli sorun kalifiye eleman. No Code ve Low Code platformlar bu sorunun azaltılmasına da katkı sağlayacak. Yazılımcı olmadan yazılım üretilecek.
Son birkaç yıldır, düşük kodlu/kodsuz araçların yardımıyla kod yazabilen halktan geliştiricilerin sayısı arttı. Koronavirüs döneminde özellikle bu, teknoloji şirketlerine cazip geldi. Üretken yapay zekayla bu daha da kolay hale geldi. Ancak az kodun yazılımcıların mesleğini elinden alacağını da söyleyemeyiz. Aslında pek çok insan kodsuz yazılımın geliştiricilerin yerini alacağını düşünüyor. Ancak bu tam da öyle olmayabilir. Aslında yazılım geliştiriciler için de yararlı olacak. Geliştiriciler, otomatikleştirilebilen ve daha hızlı yapılabilen temel, tekrarlayan projeler yerine daha yaratıcı ve entelektüel projelere odaklanabilecekler. Ayrıca tasarımcılar da daha yaratıcı olabilir ve hem tasarımcıların hem de geliştiricilerin işlerini yapabilir. Şirketler, daha az kaynakla daha hızlı ve verimli çözümler üretebilir.
Bununla birlikte, No Code ve Low Code’a karşı olanlar da var. Bu yaklaşımların karmaşık projeler için yeterli olmayabileceğini, performans veya güvenlik gibi konularda sınırlamalara sahip olabileceklerini vurguluyorlar.
CİDDİ EKONOMİ YARATACAK
Kodsuz yazılımın geleceğiyle ilgili tahminler de çok olumlu. Gartner, düşük kodlu geliştirme teknolojisi sektörünün 2030 yılına kadar 187 milyar dolarlık pazar oluşturduğunu aktardı.
Yine Gartner’a göre, uygulama geliştirmelerin yüzde 65’ini düşük kodlu ve kodsuz platformlar yönlendirecek. Özel uygulamaların yüzde 60’ı artık geleneksel bilgi teknolojileri departmanlarının dışında oluşturuluyor. Bunların yüzde 30’unu minimum teknik beceriye sahip kişiler geliştiriyor. Yine araştırmalara göre, 2025 yılında geliştirilen uygulamaların yüzde 70’inden fazlası No Code platformlarda olacak.
Türkiye’de de bu alandaki gelişmeler heyecan verici. Kısa sürede pek çok Low Code ve No Code yazılım sağlayan platformun kurulduğunu görüyoruz. Özellikle küçük ölçekli şirketlerin daha uygun maliyetli ve çözüm odaklı yazılımlara ihtiyacı olduğunu biliyoruz.
Bu platformlar, kullanıcıların karmaşık programlama dilleri ve teknik bilgiler olmadan etkileyici uygulamalar tasarlamalarını sağlıyor. Bu nedenle Türkiye’de her boyutta kurumsal yapının da ilgisini çekiyor.
Bu yazılımların teknolojik gelişmelerle daha karmaşık uygulamaları destekleme yetenekleri artıyor. Bu yazılımların yaygınlığı önümüzdeki yıllarda da artmaya devam edecek. Türkiye’nin bu sektörden en fazla payı almasını diliyoruz…..