Çok değil, bundan sadece on yıl önce şirketler, yeni gelişmekte olan teknolojileri benimseyerek rekabet avantajı elde edebiliyordu. Günümüzde bu yaklaşım maalesef yeterli değil. Bugün rekabet üstünlüğü elde etmek isteyen şirketlerin, sektörlerindeki yenilikçi teknolojileri yakından takip ederek, yatırımlarını bu yönde yapmaları zorunlu hale geldi. Çünkü dijital teknolojiler, artık iş stratejisine öncülük ediyor.
Dijitalleşme hayatın her alanında etkisini gösterirken, güvenlik teknolojileri de bu dönüşümden payını alıyor. Sektör, yapay zeka ve Nesnelerin İnterneti (IoT) ekseninde hızlı bir şekilde gelişiyor. Yeni nesil teknolojiler, kurumsal dünyada güvenlik süreçlerinde beklentileri yeniden şekillendirdi. Akıllı kameralar, akıllı video yönetim sistemleri, biyometrik teknolojiler, yangın algılama teknoljileri, IoT ve bulut tabanlı çözümler güvenlik teknolojilerinin temel bileşeni oldu.
Video izleme çözümleri çok tercih ediliyor
Görüntüleme sistemleri sadece kayıt amaçlı değil, anlık analizler gerçekleştirmek amacıyla da kullanılmaya başlandı. Örneğin, tren garında bir paket bulunduğunda, o paketin kim tarafından, ne zaman bırakıldığını, paket sahibinin daha sonra hangi alanlarda dolaştığını tespit etmek saniyeler sürüyor. Bu kişinin tesisi terk edip etmediği de birkaç dakika içinde analiz edilebiliyor. Bu sayede algılanan görüntüye anlam katarak, olaylara en hızlı şekilde yanıt vermek mümkün oluyor. Görüntüleri sürekli işleyip ‘öğrenen’ yapay zeka, böylelikle her seferinde daha iyi, daha doğru ve daha etkin kararlar alabiliyor. Bugün video izleme çözümleri, şirketlerin en öncelikli yatırım yaptıkları teknolojilerin başında geliyor.
Biyometrik çözümler maliyetleri düşürüyor
Biyometrik teknolojilerin hem maliyet hem teknoloji açısından artık daha erişilebilir olmaları, biyometrik çözümlerin geçiş kontrol sistemlerinde tercih edilmesini sağlıyor. Cep telefonlarına kadar giren iris tanıma teknolojisi ile taklit edilemeyen güvenlik sağlanabiliyor. Mobil Geçiş gibi yenilikçi geçiş kontrol teknolojileri, akıllı telefonlara yüklenen uygulamalar üzerinden bu cihazların birer ev anahtarı, otopark giriş kartı ya da ofis kimliği gibi kullanımına olanak tanıyor. Parmak izi ve iris gibi biyometrik özellikleri esas alan güvenlik sistemleri, bugün 40 farklı biyometriden tanımlama yapabiliyor. Dahası, yeni nesil iris tanıma sistemleri ile göz taramasıyla kimlik doğrulama için durup beklemeye bile gerek kalmıyor. Eskiden filmlere konu olan ve maliyet olarak ulaşılması hayli güç olan bu sistemler, bugün ekonomik ve yüksek fayda sunan güvenlik çözümleri arasında yerini aldı.
Erken müdahaleye zaman tanıyor
Uzaktan Yangın Algılama Hizmetleri gibi ileri düzey güvenlik önlemleriyle güçlendirilen yangın algılama çözümleri de en popüler güvenlik teknolojileri arasında yer alıyor. Uzaktan yangın algılama teknolojisi, sistemin doğru ayarları yapılmış ve çalışır durumda olduğunu sürekli olarak izliyor. Böylelikle yangın sistemlerinin kritik anlarda sorunsuz çalışması sağlanıyor. Özel yazılımlar aracılığıyla diğer bina yönetim sistemlerine entegre edilebilen yangın algılama çözümü, arızaları meydana gelmeden önce algılayarak erken müdahaleye zaman tanıyor. Yeni nesil yangın algılama teknolojileri sayesinde güvenli bir ağ bağlantısı kullanarak yangın algılama sistemini uzaktan yapılandırmak ve izlemek, detektörlerin kirlilik düzeyine ait ölçümleri görmek, servis ihtiyacı bulunan ekipmanları aynı ekran üzerinden tespit etmek kolaylaşıyor. Gelişen teknolojiyle beraber yangın algılama görevini yüksek çözünürlüklü kameralarla desteklemek de mümkün. Özellikle depo, hangar gibi geniş alanlara sahip fabrikalarda, daha ilk alev ya da duman belirtisinde algılama yapıp can kayıplarının önüne geçebilen bu kameralar, her geçen gün daha fazla talep görüyor.
RFID teknolojisi operasyonel verimlilik sağlıyor
Günümüz teknolojisinin iş dünyasına bir diğer armağanı da RFID… Ürün ya da eşyalara adeta birer kimlik kazandıran RFID etiketler, üzerine yerleştirildiği nesnelerin lokasyonlarının takip edilmesini sağlıyor. Farklı senaryolara uyum sağlayan esnekliği ve yüksek hassasiyeti sayesinde RFID teknolojisi, perakende zincirlerinden hastanelere, müzelerden Ar-Ge, tasarım ve üretim merkezlerine kadar pek çok kurum için hem güvenlik hem de operasyonel verimlilik sağlıyor.
İnsanı gözardı etmek imkansız!
Teknoloji ne kadar gelişse de aradaki insan faktörünün önemini yadsımamak gerekiyor. Neticede teknoloji, insanların bilgi birikimiyle asıl değerini ortaya çıkarabilen, gerçek potansiyelini yansıtabilen bir araçtır. Bu aracı en verimli şekilde kullanmak için insan faktörünü de doğru eğitmek, doğru yönetmek ve doğru yönlendirmek, bunun için de konunun profesyonellerinden destek almak gerekiyor.
Daha güvenli ve konforlu bir yaşamın kapısını aralayın
Yeni nesil güvenlik teknolojileri sadece veriyi kaydetmekle kalmıyor, aynı zamanda toplanan verinin işlenmesini ve kurumlara fayda sağlayacak anlamlı bilgiye dönüştürülmesini sağlıyor. Bu trendlerin benimsenmesi, herkes için daha güvenli ve aynı zamanda daha konforlu yaşam standartlarına kapı aralayacaktır. İşlerinde ileri teknolojinin nimetlerinden yararlanmak isteyen şirketlerin, artık standart güvenlik çözümlerin bir adım ötesine, algıladıklarına anlam katabilen akıllı sistemlere yönelmeleri gerekiyor.